Merhabaaaaalaaaar!! Ben Sinem!
Eski eski ben sayfalarca yazardı, şimdiki ben şunu biliyor: SİNEM OLMAM YETERLİ… Sayfalarca olan CV’mi yazmayacağım o yüzden J Coşkumu, içimdeki bu güzel heyecanı anlatmak istiyorum kendimi tanımlarken; gözümün ışığını, kalbimden gelenlerin tüylerimi tavuk götü gibi yapan halini…
Depresyon deneyimlerken tanıştım Aykut’un kitabıyla. “Bak adam oyuncuymuş, senin dilinden anlar”dediler ve ben kitaptan hiçbir şey anlamadım. Ben oyuncuydum, 1.likle mezun oldum ulan’dım, siz kimsiniz be’lerdim, ben bu iş için yurtdışında, burada neler çektim beee’lerdim… dim dim de dim dim! J)) Sonra bu –dim dim’lere son verip SADECE KENDİM İÇİN Aykut ve Esra’nın “Kendimi Çok Seviyorum” workshopuna katılmaya karar verdim 2.5 sayfa hedeflerimleJ Sonra bu ohaa hedefim tek hedefe düştü: ŞARTLAR KOŞULLAR NE OLURSA OLSUN MUTLU OLMAYI SEÇEN SİNEM’di.. bu bir seçenekti… Gözlerimi kapattığımda sadece gülen beni görüyordum, o Sinem olmak… sadece bu!
“Taktik maktik yok bam bam bam!” diye ilerlerken peşinden oyuncaklar geldi; ben oyuncaklar gelsin diye yapmadım fakat onları da heeep kutladım! Sonrasında yine kendim için, HAYATIMIN BAŞROLÜ BEN OLDUĞUM İÇİN, katılma kararı aldım sertifika eğitimine.
sonra hayat benden büyümemi, yetişkin olmamı talep etti..
HAYATIMIN OTORİTESİ OLMAYI! OLMAK!
ağlamanın ne kadar değerli olduğunu öğrendim..
gülmenin nasıl dolu dolu olduğunu…
Halının altına attıklarımla eğlenmeyi; keşfettiğim şeyleri kutlamayı öğrendim!
buzların eridiğini, hafiflemenin; varolmanın dayanılmaz hafifliğini sonra…
kendimi dinlemenin ne büyük bir devrim olduğunu öğrendim, sakin zihin bulutlarda uçmak gibiymiş…
O küfrettiğim, reaksiyon gösterdiklerim, aslında ben’mişim! Onlara hizmet ediyormuşum meğer!! Esra’nın her zaman dediği gibi, reaksiyon gösterdiğimiz şeyle, özgür değilmişiz… şimdi KENDİM GİBİYİM VE ÖZGÜRÜM!
ÇÜNKÜ BU HAYATA BEN, ŞARKIMI SÖYLEMEYE GELDİM!!