Aykut Oğut iki yıl önce çıkan ilk kitabı “Evrenden Torpilim Var!”da başına gelen kötü olaylardan yola çıktı, değişimini anlattı. Kitap uzun süre liste başı kalırken 100.baskıya ulaştı. Oğut şimdilerde yeni kitabını tamamlamak üzere. Bu sefer kitabına bir isim vermiyor. Onunla yeni kitabı için buluştuk. Hem hikayesini hem de erkeklere verdiği öğütleri dinledik.
BİZ BEYAZ ATLI PRENSSEK, KADINLAR DA PRENSES OLSUN
Hayatımla ilgili büyük bir değişim yapmaya karar verdim. Hiç tanıdığım olmadığı halde ABD’ye yerleşecektim. Bü turizm şirketine gittim ve en ucuz bilet Florida’ya okluğu için bileti alıp yola çıktım. Kendime bir benzincide pompacı olarak iş buldum. Bir yandan da dil oğıeni yordum. Bir süre soma arkadaşlarımdan birinin tavsiyesiyle Virginia’da daha iyi iş imkânları olduğunu öğrendim ve yola çıktım. Bir buçuk sene orada yaşadım. Ardından New York’un yolunu tuttum. Kariyerimde benzin pompacılıgmdan barmenliğe yükseldim. Bir yandan aktörlük kursları alıyordum. 3-5 oyunda oynadım ve tiyatro yönettim. Ama hayalim sinemaydı ve baı menlikten kazandığım paralarla Hollywood’un yolunu tuttum. Gider gitmez alkollü araba kullanmaktan tutuklandım. Telefon haklarımdan birinde babanım sesini duymak istedim. Aradığımda o gün öldüğü haberini aldım. Beş gun sonra içeriden çıktım. İlk ajansıma başvurdum. Orada çeşitli filmlerde rol aldım ve seslendirme yaptım.
Kişisel Gelişim ilk başta saçma geldi…
Oyunculuk derslerim sırasında tanıştığım bir arkadaşım bana yaşam koçluğu yapan Darel’dan bahsetti. Başta çok saçma geldi ve altı ay gitmemek için direndim. Sonunda kabul ettim ve hayatıma kişisel gelişim konusu girdi, ilk tanışmamızda Darel’a hayran kaldım. Sonra aramızda bir anlaşma yaptık. Ben onun asistanı olacaktım o da bana bilgilerini aktaracaktı.
Zamanla farkında olmadan işi öğrendim. Bu arada şimdiki eşim, yoga hocalığı yapan Esra’yla tanıştım. Onun ısrarıyla Türkiye’ye geldim. Burada seslendirmeler yaptım. Bir yandan kişisel gelişim üzerine öğrendiklerimi arkadaşlarımla paylaşıyordum. Onlar bunları herkesin bilmesi gerektiğini düşündü ve ilk kitabım ‘Evrenden Torpilim Var’ ortaya çıktı.
YENİ KİTAP İSİMSİZ OLACAK
Yeni kitabımda herkes kendi doğrusunu bulsun istedim. Sonra kitaplara isim verdiğimizi ve bunları bile okuyucuya dikte ettiğimizi düşündüm. Bu yüzden de kitaba isim koymadım. Bu yeni isimsiz kitap kendi doğrularınızı masaya yumruk gibi vurmanızın faydalarını anlatıyor.
Ayrıca iki senedir Türkiye’deyim.
Bu sefer buradaki insanların nelere takıldıklarını, bireyleri durduran şeyleri araştırdım. Kendin olamamak, kiralanan kavramlar, etrafındakiler ne yapıyor bakıp tek doğrunun peşinden koşmak gibi konulara bir bakış açısı getirdim. Ayrıca bu geçen sürede bir de ayrasehri.com isimli bir site kurdum. Bu site kuralları olan sanal bir okul. Orada bize istedikleri soruyu soruyorlar.
İLİŞKİLER
Hep ruh ikizimizi bekliyoruz.
Hepimiz aslında istediğimiz her şeyi becerebilecek potansiyeldeyiz. Benim yaptığım, bunu sorgulatmaya başlamak. Ve yolculuğun şurasında tökezlediğin yerlerde sana farklı bakış açılan sağlamak. Örneğin kadın erkek ilişkilerinde beyaz atlı prens muhabbeti var. Biz yıllardır erkek olarak beyaz atlı prens olmamız gerektiğine ikna edildik. Fakat biz prens olunca kadınların da prenses olması gerekiyor. Öncelikle mutlu ve huzurlu bir ilişki için sahte prens ve prenses rolünü bırakmamız gerekiyor. Hep ruh ikizimi bekliyoruz. Bize paketle gelmesini umuyoruz. En büyük yanılgımız. O zaman kendinize uşak tutun. Önemli olan varlığınızla karşınızdakine bir şeyler öğretmeniz. İlişkilerde karşınıza biri gelecek. Unla maya gibi yoğrulacaksınız. Hamur olacak ve pişip ekmek olacaksınız.
AŞK
Seks olmadan aşk olur.
Bize âşıksan bol bol sevişeceksin, sevişiyorsan âşık olacaksın bilgileri öğretildi. Erkekler bir gecelik ilişler yaşıyor. Demek sevmeden seks diye bir şey var. Ama ciddi bir ilişki başladığında kadınlar erkeklere “Sen beni sevmiyor musun? Artık niye birlikte olmuyoruz” diyor. Hemen başkası mı var sorusu akla geliyor. Sevgiyle aşkla seks ne zaman birleştirildi? Hayatınızda seks olmadan da âşık olabilirsiniz.
KİLO
Neye inanırsanız o kilo aldırır.
150 kiloydum. 20 yaşımda 100 kiloya düştüm. İlk kez sevgilim oldu. Ardından 70 kiloya düştüm. Kitap çıktıktan sonra yeniden 105 kiloya çıktım. Bu sefer ikinci kitaba l50’den aşağıya düşmenin yollarını ekledim. Başkalarının ne yiyerek kilo verdiğine bakmayın. Kendi inanç sisteminizi çıkarın. Örneğin. ‘Pizza şişmanlatır, içki hiçbir şey yapmaz’ diye notlar alıp bunlara inanırsanız ne kadar içerseniz için kilo almazsınız.
AYKUT OĞUT’TAN ERKEKLERE ÖĞÜTLER
Erkeklerdeki kıskançlık duygusunun altında kaybetme korkusu var. Bu da kadınları erkekten soğutuyor ve daha çok kaybetme noktasına geliniyor.
Kaçan balık kovalanır lafını unutun. O balık kaçıp gittiği yede tek başına salak gibi durur. Kovalanmaz. Bu, kendi başına bir şey yapamayacak insanların uydurduğu bir şey.
Erkeklerin ve kadınların fiziklerinin nasıl olması gerektiği söylenir. Bu kurallara gülüyorum. Bir yandan bunları söyleyenlerin kahramanı Dustin Hoffman. Robert De Niro’ya kadınlar bayılıyor. Önemli olan kişinin kendini nasıl hissettiği. Olay, erkeklerin kendisinde bitiyor.
Genelde erkek müşterilerimin hepsi kariyer sahibi. En büyük dertleri iş uğruna kendilerini paralamak, ikinci büyük sorunsa erkek adam lafına saplanıp kalmaları. Erkeklik sert olmak, ağlamamak, gülmemek olarak algılanıyor.
“Karımla eskisi kadar yakın değiliz” diyorlar. “En son ne zaman eşine durup dururken ’Seni seviyorum’ dedin” diye soruyorum. “Abi bu sakız değil ki öyle şey söylenir mi? Havalanır” diyorlar. İşte bu zihniyetimizin eseri.